10 Aralık 2014 Çarşamba

BÜLENT ORTAÇGİL 1990 TRT KONSERİ

“Gökkuşağı”, “Çakıktaşı” gibi sevilen müzik programlarına imzasını atan Cumhur Atalay’ın yapımcılığını üstlendiği programın 1990 yılının Ağustos ayındaki konuğu Bülent Ortaçgil’di. Haziran ayı ortalarında yapılan çekimlerde gerek sanatçı Bülent Ortaçgil, gerekse yapımcı Cumhur Atalay programı bir konser mizanseni içinde çekmeyi planlamıştı. Ve mekan olarak Beşiktaş Abbasağa Parkı’nı seçmişti. Çekim ekibi ve Bülent Ortaçgil, parkta yerlerini aldıklarında “yediden yetmiş yediye” mahalle sakinlerinin kuşatmasına uğradılar.
Beşiktaş Abbasağa Parkı’ndaki çekimde Bülent Ortaçgil, elinde gitarıyla “sevgi”den, “yaşamın ak ve kara”larından söz ederken, parkı dolduran mahalle sakinleri sohbet ediyor, sahnede çocuklar cirit atıyor, mantar tabancaları patlıyordu.
İşte “Yaz Konserleri”nin ikincisinde izlediğimiz Bülent Ortaçgil şu parçalarla ekrana geldi:

“Bozburun”, “Bu İş Zor Yonca”, “Küçük Şeyler”, “Olmalı Mı Olmamalı Mı”, “Değirmenler”, “Benimle Oynar Mısın”, “Sıcak”, “Saçların”, “Sevgi”, “Beni Kategorize Etme”
  
ORTAÇGİL'İ SEVER MİSİNİZ?

23 Ağustos 2014 Cumartesi

BÜLENT ORTAÇGİL EVE DÖNÜŞ

Askerlik döneminde Ortaçgil Siret Yurtsever ile tanışır. İki kafadar rock müzik grubu kurarak Norveç'e giderler. Grubun adını "Solid" koyarlar. Bu sırada Ortaçgil Yamaha School Of Music'ten öğretmenlik teklifi alır: fakat bu ülkede yaşayamayacağı kararına varan Ortaçgil 12 Eylül 1980 darbesine günler kala Türkiye'ye döner. 

10 Ağustos 2014 Pazar

Bülent Ortaçgil 1995 "Laf Lafı Açıyor" programı

Bülent Ortaçgil 1995 yılında Cem Özer'in sunduğu "Laf Lafı Açıyor" programına katıldı. Program gereği Ortaçgil için sokak röportajı yapıldı ve "Bülent Ortaçgil Galatasaray'ın başına getirilecekmiş ne düşünüyorsunuz" diye soru yöneltildi. Ortaçgil'i tanımayan kitle genelde yabancı bir antrenör gelmesini tercih ederdik gibi cevaplar verdi. Bu durumu 95 yılına ait Milliyet gazetesi arşivlerinden bir küpürle de görebiliriz

5 Nisan 2014 Cumartesi

BÜLENT ORTAÇGİL ve MÜZİKAL GELİŞİMİ

Yabancı dilde eğitim veren bir okulda okuyan Ortaçgil müzik öğretmeninden klasik müzik dinlemeyi hatta sevmeyi öğrenmiş, popular müziğin doğduğu bu yıllarda arkadaşlarıyla birlikte gitar çalmaya başlamıştı. Gitar çalmayı bilen kişileri taklit ederek gitar çalmayı öğrenen Ortaçgil  Simon & Garfunkel  ve Bob Dylan plakları dinleyerek müzik zevkinin temellerini atmıştı. Ortaçgil’e göre müziğin popülerleştiği  ve müzik teknolojisinin yaygınlaştığı bu dönemler onun için şanslı bir çağdı. Bu dönem The Beatles dinleyerek onlardan çağın popular müziğini öğrendi.  Donovan’ın kendine has arpejleri, The Beatles ‘ın 50’li yıllardan kalma Beat geleneğini belli bir noktaya getirmesi, Bob Dylan’ın folklorik müzikal anlayışı ve bunun gibi bir çok sanatsal bakış, onun müziğinde önemli yerlere sahipti.  Yaptığı müziğin kitlelere ulaşamayacağını ve bu müzikle yaşamını sürdüremeyeceğini düşünerek müzik ve para kazanma ilişkisi içine girmemeye karar veren Ortaçgil iyi okullarda okumanın getirdiği avantajla kimya mühendisi oldu. Uzun çalışma saatleri ona şarkı aracılığıyla söylemek istediklerini söylemesine imkan vermiyordu. 30’lu yaşların sonuna doğru şarkı yazmadan yaşamak istemediği kararına vardı ve bu amaçtan hiç ödün vermeden müzik sektörüne tekrar döndü. Genç ve üretken çağında istediklerini yapamamanın pişmanlığı olsa da, elinde birikmiş epey şarkı olmuştu. Kent insanının dertlerini anlatan ve  kentleşmenin yaygınlaştığı dönemden gelen Ortaçgil kent ozanı diye anılsa da o bu tür tanımlamalara hiç bir zaman onay vermedi.  Son yıllarda klasik müzik ile ilgilenmeye başladı.  John Williams’ın Bach süitleri onda önemli bir yer edindi; hatta bazen klasik gitarı eline alarak bazı kısımlarını çıkarmaya çalıştı. Enstrümantel caz müziğine ilgi gösterdi ve Esbjörn Svensson dinlemeye başladı.  Son olarak da ciddi hayranı olduğu grup  Beady Belle’dir.

4 Nisan 2014 Cuma

BÜLENT ORTAÇGİL ve AHMET KAYA

Bülent Ortaçgil: “Ahmet Kaya’yı tanımadım, müziğini de çok fazla bilmiyorum: ancak milyonları derinden etkilemiş Ahmet Kaya için hazırlanan ‘…bir eksiğiz ’de yer almayı istedim. Kaya’nın ne söylediğinden çok, söylemesi gerektiği şeyleri rahatlıkla ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin bu günlerde birbirine empati kurmak ve saygı duymak konularında ortak hareket etmeye ihtiyacı var. Empatileri geliştirecek bu gibi projelere şiddetle ihtiyaç var. Bu album Türkiye için örnek olmalı"
                                                Ortaçgil'i Sever Misini ?

19 Mart 2014 Çarşamba

BÜLENT ORTAÇGİL VE KONFOR ALANI (COMFORT ZONE)



Bülent Ortaçgil’in “Pencere Önü Çiçeği” şarkısını “konfor alanı” terimiyle birlikte de düşünebiliriz.  Konfor alanı hayatının büyük bir bölümünü içinde sürdürdüğün, kendini güvende hissettiği görünmez alandır. Her gün işe giderken alışıla gelmiş trafik sıkışıklığı, arkadaş çevren, her zaman tercih ettiğin yol vs.  senin konfor alanını oluşturur. Öyle bir alandır ki bu aslında çocukken daha genişken toplumsal alışkanlıklara boyun eğdikçe bu alanı daraltırız.  Keşfetmeyi ,  öğrenmeyi başarabilmek bu alanın sınırlarını aşmaktan geçer. Ortaçgil’in “Pencere Önü Çiçeği” şarkısındaki anlatılan da, o çiçeğin kendi konfor alanıdır bir nevi.  Ortaçgil bu şarkıyı kendi fil dişi kulelerinde saklanan entelektüel sınıfı eleştirmek için yazdığını söylese de, konfor alanı içinde kendi sınırlarını aşamayan biz sıradan insanları da bu şarkıda görmemiz mümkündür.  

13 Şubat 2014 Perşembe

BÜLENT ORTAÇGİL "UÇURTMA UÇAR SÖZLÜĞÜMDEN..."



“Söz uçar yazı kalır”
Bu tabir Latin kökenli  olup, "scripta manent,  verba volant" cümlesinden günümüze kadar klasikleşmiş bir deyim haline gelmiştir.  Ortaçgil’in “Değirmenler” şarkısında geçen “uçurtma uçar sözlüğümden geri gelmeyecek bir kuş” dizesiyle bu deyim arasında ortak bir anlam vardır; fakat ilk okunuşta anlaşılanın aksine bu deyim aslında yazıya değil söze övgü düzmek için oluşturulmuştur. Sümerlerden beri tüm yazılı tabletler okunmak için yazılmıştır. Çünkü her yazı okunduğunda asıl ruhuna bürünebilecekti. Sayfada yazan yazılar okunduğunda yani söze dönüştüğünde kanatlanıp uçabileceklerdi (söz uçar).  Bu yazılanlar doğrultusunda Ortaçgil’in şarkısında geçen dizeyi tekrar düşünmek gerekir: “uçurtma uçar sözlüğümden, geri gelmeyecek bir kuş”

9 Şubat 2014 Pazar

ORTAÇGİL "KİMSEYE ANLATMADIM" ŞARKISINI NASIL YAZDI

Ortaçgil'in "İkinci Perde" albümü için Onno Tunç ile çalıştığı dönemlerde, Ortaçgil sık sık Onno Tunç'un evine gidiyordu. Sezen Aksu da "Beni Kategorize Etme" şarkısıyla bu vesileyle tanıştı. Hatta bu şarkıdan önce de Ortaçgil'den kendi albümünde yer alması için bir şarkı yazmasını istedi. Ortaçgil de Sezen Aksu söylesin diye bir şarkı yazmaya başladı. Sezen Aksu "Beni Kategorize Etme" şarkısını söylemekte ısrar edince Sezen Aksu için yazılan şarkı "Light" albümünde "Kimseye Anlatmadım" ismiyle yerini aldı. Ayrıca Ortaçgil'in şarkıyı da biraz kadınsı bulmasının sebebi de budur.

6 Şubat 2014 Perşembe

BÜLENT ORTAÇGİL KORSAN PLAK

KORSAN PLAK

Bülent Ortaçgil'e çıkardığı plağın çok güzel olduğu söylenince haliyle Ortaçgil "Anlamsız/Yüzünü Dökme Küçük Kız" plağını düşünerek teşekkür etmişti; fakat karşısına çıkan plak onun "Şık Latife" plağıydı. O böyle bir plak yapmamasına rağmen piyasada yer alan bu plak Ortaçgil'in korsan plağı olarak tedavülde yerini aldı. İşte o korsan plaklardan biri :  ( A yüzünde: Olmalı Mı Olmamalı Mı/ B yüzünde: Şık Latife)


BÜLENT ORTAÇGİL İÇİN ATILAN İLK GAZETE BAŞLIKLARI

Bülent Ortaçgil ilk 45'liğini yayınladıktan sonra bazı gazeteler onun için belli başlı başlıklar atmıştı. İşte o başlıklardan bir kaçı:

"Düşünen bir Bülent yaşar Boğaziçi'nde" ( Yaşar öyle bir yazılmış ki sanki Bülent Yaşar gibi okunuyor)

"Bülent çok büyük ilgi görüyor"  ( Bülent Ortaçgil bu başlık için bir kaç naylon haber diyerek olaya mizahi yaklaşıyor )

Ayrıca o yıllarda Ortaçgil müziği için medya protest müzik tabirini kullanıyordu. Oysa protest müziğin hakim olduğu bu dönemde, Ortaçgil'in yaptığı müzik Türkiye'deki yapılan protest müzik anlayışıyla pek uymuyordu.

2 Şubat 2014 Pazar

BÜLENT ORTAÇGİL ŞARKILARINDAKİ "SORULAR"



Bülent Ortaçgil şarkılarında karşılaştığımız önemli noktalardan biri dinleyiciye sorular sormasıdır. Öyle ki cevabı verilmeden sorulan bu sorular dinleyiciyi düşündürmeye ve hatta şarkıya katılmaya itiyor. Ortaçgil’in bu şarkılarındaki soruların en ortaya çıktığı satırları ayıklayıp derlersek Ortaçgil’in penceresinden dünyaya,  insanlara bazen de kendine sorduğu sorulara ulaşabiliriz :
“On yedisinde Çocuk Var İçeride
Acaba Ne Diye? “  Adam Sende
“Kendi Kendine Bir Sor
Nereye Kadar”   Aşk Nereye Kadar
“Benimle oynar mısın”
“Ortaçgil'i sever misiniz? “  Bir Tek Sen Yalanı

“Hani değiştirecektik dünyayı”  Çoktular Ama Hiç Yoktular

“Denize Doğru, Yüzlerce Yol Var
Ama Hangisi Doğru Hangisi Çıkmaz?”  Dalyan Deltası

“Orada yerinde misin?
Duyuyor musun?”  Duyuyor Musun

“En açık seçik olan belirsizlik midir?”  Gece Yalanları

“Güzel günler mi geçti
Yoksa biz mi çirkinleştik”  İntegral

“Siz kardeşler
Hangi kedileri seversiniz?
Hangi kediler gibi
Yaşamak istersiniz?
Sevimli, uslu, sesli, hırslı
Hangi kedilerdensiniz?”  Kediler 

“Kiminle?
Nasıl?
Nereye sokağında”  Nereye Sokağı 

Bir çok sorular sorduğu Normal şarkısında ise hep aynı “normal” cevabını duymanın trajikomedisini işlemiştir Ortaçgil:  “Uf biri anlatsın hemen nedir bu normal. Canım sıkıldı yoksa ben miyim anormal”

Varoluşçuluk felsefesinden izler gördüğümüz “Olmalı Mı Olmamalı Mı” şarkısı ise  varoluşun en güzel sorularından biri .

Cevabını bulmadığı bir başka sorusu : “Yine kendi kendime sormadan duramadım
Niye seni böyle istiyorum diye bulamadım” Sensiz Olmaz

“Yalnız kadınlar için mi ağlamak
Yalnız çocuklar mı oyun oynar”  Yapma Lütfen

Ve ayrıca şarkının içinde cevabını verdiği kısa sorular vardı :

Aşk Var mı? Sorusuna verdiği cevap gibi “Var”

Son olarak da Ortaçgil’in hayata sorular sormanın ne kadar önemli olduğunu vurguladığı o şarkıyla bitirelim :
“Bu İş Zor Çok Zor Yonca
Çünkü İnsanlar Günler Boyunca
Hiç Soru Sormadan Durur”


26 Ocak 2014 Pazar

GİTAR


"beli var, kalçası var.. kadın gibi” Aşık Veysel'in gitar için yaptığı bu tanım ne naif özetlemiş gitarı...

Bülent Ortaçgil'e de ilk gitarını eniştesi hediye etmişti ve bu Ortaçgil için müzikal yolculuğun ilk adımıydı. Bu yüzden gitarı anlamak Ortaçgil'i anlamak için önemlidir.
Tabi gitar da kendi içinde sınıfsal ayrıma sahiptir. Kızıl ağaç, akça ağaç, gül ağacı, maun ağacı ,abanoz ağacı, ıhlamur ağacı (ve bu örnek uzar gider) olmak üzere bir sürü ağaç gitar yapımında kullanılabilir. Örneğin abanoz ağacından yapılan gitarlar ile özel cinsleri dışında her hangi bir gül ağacından yapılmış bir gitar aynı statüye sahip değildir. Bu sınıfsal ayrımı belirleyen durum, toplum içindeki maddiyatın sunduğu sınıfsal ayrımdan çok da farklı olmayacaktır; ancak herşeye rağmen gitarın abanoz ağacından ya da gül ağacından yapılması önemli değildir, önemli olan eniştesinin hediye ettiği düşük seviye bir gitar dahi olsa o en güzel melodileri yakalayabilmektir

25 Ocak 2014 Cumartesi

BÜLENT ORTAÇGİL LİSE YILLARI

Ortaçgil'in lisedeyken grup ve sınıf arkadaşı olan Mustafa Fatih Hunca'nın Bülent Ortaçgil hakkındaki bir yazısı, sayfamıza özel yazdığı bu yazı için ona teşekkür ederiz :

Sene 1968 olsa gerek...

Yer Çınarcık..

Beldenin en önemli çay bahçesi ve gazinosunda bir genç grup müzik yapıyor..
Grubun adı Filozoflar.. Kimleri mi var grupta?

Beatles hastası birkaç genç bir de "FILL-IN" tarzında bir davulcu..

Evet, piyanoda rahmetli GALİP BORANSU (İPUCU Beşlisinden hatırlayabilirsiniz)
Gitarda OSMAN KAYAALP.. O zamanların en yetenekli ve popüler gitaristlerinden - Beatles'ı aynen çalan adam-
Bas gitarda Ahmet Güvenç - zaten herkes tanıyor Kurtalan Ekspres grubundan
Ritm Gitar ve Vokalde Mustafa Fatih Hunca ve deeee...
Solist kim dersiniz? Evet bildiniz Sevgili BÜLENT ORTAÇGİL..

Grup daha ziyade cover müzik yapıyor; Nights in White Satin, Beatles Şarkıları filan gibi..

O sıralarda Mazhar Alanson ve Fuat Güner vesaire (MFÖ değil) daha yeni yeni ses getiriyorlar piyasada..
Ama onlar da cover yapıyor o sıralarda..

Birgün Mazhar'ın yolu Çınarcığa düşüyor, turist olarak ve tesadüf bu ya Bülent'in de olduğu Filozoflar grubunu canlı dinliyor..
Programdan sonra Mazhar yanımıza geliyor ve diyor ki
"AFERİN AFERİN ÇALIŞIN BAKALIM OLACAK"... Tabii o ukala ve küçümseyici tavrı ile dalga geçiyor aklı sıra

Bundan yıllar sonra baktığımızda o gün "ti" ye aldığı BÜLENT ORTAÇGİL şu an itibarıyla Türkiye'nin gelmiş geçmiş
"EN KARAKTERLİ, YARATICI" SANATÇILARININ başında geliyor.. Öyle ki adına "TRIBUTE" albümler yapılıyor..
Taraflı tarafsız herkes kendisini takdir ediyor... ve seviyor.. Yani Bülent adının Türkiye'de müzik tarihine altın harflerle yazdırmış bir sanatçı olarak
karşımıza çıkıyor..

Bravo Mazhar bayağı ileri görüşlüymüşsün (ukalalığın bir yana)...

Diğer taraftan aynı gruptan Ahmet Güvenç malum olduğu üzere çok özverili çalışmasıyla Türkiye'nin en iyi basçılarından biri ve aynı zamanda eğitmen de oldu..
Galip Boransu maalesef oldukça genç bir yaşta aramızdan ayrıldı.. Osman Kayaalp halen Belçika'da ve müzik de yapmaya devam ediyor arada..

Fatih Hunca' ise bir ara birçok beste çalışmaları yaptı başka arkadaşlarıyla ve hatta stüdyo şarkıları da mevcut.. Ama bunlar yayınlanmadı.. Şimdi eşi Bilgi ile birlikte
bilhassa Türkiye'yi tanıtan ve eğitici internet siteleri işletiyor..

İşte böyle.. Bülent'in hayatından minik bir hikaye.. SEVGİLERLE

                                                                                                                           Mustafa Fatih Hunca

24 Ocak 2014 Cuma

BÜLENT ORTAÇGİL VE OYUN

Ortaçgil'in "Duyuyor Musun " ve "Biraz Umut" şarkılarındaki "Oyun" kelimesi siyasi bir terim olarak algılanmalıdır. Ortaçgil de bunu kabul eder. Bu şarkılarda ‘eğer sen oyuna dahil olmazsan onlar oyunu kendilerine göre oynar ve dünyayı istedikleri gibi bir hale sokarlar’ durumu vardır.

“Dünya değişiyor görmek olası. Bizden sorulacak sonra ilerisi. Katılmazsan oyuna, onların olacak bütün yarısı” Duyuyor Musun

“Sen gizlendin yerinde ben saklandım o sokaklarda hep onlar oynadı. Sen susmuştun, ben ürkmüştüm, konuşmadım. Yeni bir ses için heves kalmadı” Biraz Umut

2 Ocak 2014 Perşembe

BÜLENT ORTAÇGİL HODRİ MEYDAN SAHNESİ

Deniz Dündar ile Ortaçgil Hodri Meydan konseri kulisinden bir görüntü.
1982-1983 yılları arasında Levent Kırca’nın "Hodri Meydan" sahnesinde bir çok jazz müziği sanatçısı ile birlikte Bülent Ortaçgil de sahne alacaktı. Sırasını beklerken ...Ortaçgil repertuar olsun diye on beş dakikalık bir süre içinde “Değirmenler“ şarkısını yazmıştı. Daha sonra bir çok müzisyen tarafından da yorumlanan şarkı Ortaçgil dinleyenler için önemli bir yer edinmiştir.