22 Kasım 2013 Cuma

BÜLENT ORTAÇGİL FİKİRLERİ ÜZERİNE

Bülent Ortaçgil’in lise ve üniversite yıllarında “Varoluşçu” felsefeyi takip ettiğini ve yazdığı şarkı sözlerinde de bunun etkilerini görebildiğimizi söylesek de Ortaçgil’i belirli çizgilerle tanımlamak yanlış olur. Bir röportajında bahsedilen bu durum Ortaçgil tarafından şöyle açıklanmıştır:
 “Hiç bir akım beni ikna edememişti, hep şüphelerim vardı zaten, onun bir anlamda bulanıklığını hep yaşadım.”


BÜLENT ORTAÇGİL ve VİCTOR JARA

Gitarın modern haline kavuştuktan sonraki tarihine bakacak olursak bile, dünya tarihinin bir çok anına şahitlik ettiğini ve kimsenin görmediği ama onun hep orada olduğu gerçeğini, bize sunduğu ezgilerde duyabiliriz. Örneğin 11 eylül 1973 Şili’de gerçekleşen darbede, gitarda kendine düşen yerini almıştı. Bir çok siyasi suçlu Şili Ulusal Stadyum’una toplatıldı. Aralarında sanatçılarda vardı. Victor Jara stadyuma götürülürken en yakın yoldaşını da yanına almıştı “gitarını”. Stadyuma toplanılan kalabalık içinde bir gitar ezgisi yükseldi önce ve Venceremos(kazanacağız) şarkısının sözleri dökülüverdi naif bir sesten. Kalabalık o yöne döndüğünde Victor Jara’nın Venceremos’u haykırdığını gördü ve eşlik etmeye başladı. Onca ölüm tehdidine rağmen tüm kalabalık, Victor Jara’ya eşlik ederek çığ gibi büyüyen bir tepkiye sebep olmuştu. Bu hareketi bastırmak isteyen askerler bir subayın emriyle Victor Jara’nın ellerini kırdı. Tam her şey kontrol altına alınmışken zayıf bir ses bir ıslıkla Venceremos’u çalmaya devam etti. Tüm kalabalık artık bu hareketi şaşkın gözlerle takip ediyordu. Victor Jara kırılan ellerine aldırmadan şarkısını söylemeye devam etti. Bu, yapılan tüm işkencelere ve baskılara gösterilen büyük bir tepkiydi. Stadyumdaki herkes de bunun farkındaydı. Askerler bir dipçikle Victor Jara’nın başını parçaladılar, ıslık çalmasın diye dilini kestiler ve ellerini de kesip ibret olsun diye tribünün önüne astılar. Artık Venceremos şarkısı susmuştu. Bir sessizliğin tabutu olsa da o an yerde parçalanmış gitar, başka ağaçların gövdesinde tekrar vücut bulup Victor Jara’nın fikirlerini ve sanatını takip eden bir çok sanatçı tarafından çalınmaya devam etmişti. "Yeni şarkı" ekolünün öncüsü o gün ölmek yerine tekrar doğmuştu. Her baş kaldırışın türküsü, Victor Jara’nın elleriyle çalınmaya başlandı. Gitar, tarihe notunu o gün böyle düştü. Victor Jara’nın o en meşhur şarkısına baktığımızda, “Manifesto”nun sözleri bir çığ olarak büyümüş ve başka şarkılarda tekrar ruh bulmuştu. Tıpkı Ortaçgil & Kızılok ortak yapımı olan “Biz Şarkılarımızı” şarkısının sözlerinde olduğu gibi :

Victor Jara: 
 
Şarkım ne gelip geçici övgüler düzer
Ne de başkalarına ün katar,
Yoksul ülkemin
Kök salmıştır toprağına.
Orada, her şeyin bittiği
Ve her şeyin başladığı yerde,
Söylerim o her zaman yiğit ve derin
Sonsuza dek yeni olacak şarkıyı.

Bülent Ortaçgil & Fikret Kızılok:

biz şarkılarımızı yarıştırmayız tazı gibi
bizim şarkılarımız rüzgarlara söylenir usulca
belki bir gün bilmeden buluşuruz
denizin kıyısında, çocuğun düşlerinde
ya da sivrisinek sazında usulca
usulca, usulca
  
                                      Ortaçgil'i Sever Misiniz?

20 Kasım 2013 Çarşamba

BÜLENT ORTAÇGİL ve ERGUN PEKAKCAN

1971 yılında, Ergun Pekakcan okulda "Biz" adlı bir grup kurdu. Grubun diğer üyeleri Bülent Ortaçgil, Ercüment Ortaçgil ve Mehmet Seven’di. Grup bir albüm kaydı oluşturmadan dağıldı; fakat bu Ergun Pekakcan ile Bülent Ortaçgil’in birlikte müzik yapması için bir başlangıçtı. Bülent Ortaçgil, Ergun Pekakcan’ın evinde müzik yapmaya başladı ve “Benimle Oynar Mısın” albümü de bu döneme denk gelmektedir. Bu albümündeki tüm  piyano partisyonları da  Ergun Pekakcana aittir.  "Benimle Oynar Mısın?" "Olmalı mı, Olmamalı mı?", "Kediler", "Yağmur", "Her Şey Sevgiyle Başlar", "Şık Latife" ve "Suna Abla" şarkılarının piyano partisyonları daha sonra başka sanatçılar şeklinde yeniden yorumlansa da Ergun Pekakcan’ın bu şarkılar üzerindeki etkisi her zaman devam etmiştir.
  Benimle Oynar Mısın albümü bu şekilde oluşmaya başlarken dönemin yapımcılarından Şanar Yurdatapan şarkıları ticari bulmadı ve sözlerde değişiklikler yapmak istedi. Bu durum Ortaçgil ve Pekakcan'ı rahatsız etti. Sonunda  Ortaçgil ve Pekakcan “Benimle Oynar Mısın” albümünün yapımcılığını üstlenecek Ali Kocatepe ile çalışma kararı aldı.


 Ardında bıraktığı az, fakat önemli kayıtlarla Ergun Pekakcan 1997 yılında kansere yenik düşüp hayatını kaybetti. 
                                     Ortaçgil'i Sever Misiniz

19 Kasım 2013 Salı

BÜLENT ORTAÇGİL ve "ESKİ DEFTERLER" ALBÜMÜ

Bülent Ortaçgil genelde tek seferde canlı yapılan kayıtlarla albümlerini oluşturuyordu. Bu tür hücum kayda bir örnek de ilk albümünden itibaren geçen 25 yıllık süredeki şarkıları derleyip topladığı “ Eski Defterler “ albümüydü.  En önemli Ortaçgil şarkılarının yeni düzenlemeleriyle yerini aldığı “Eski Defterler” albümü ilginç detaylarıyla da dikkat çekmektedir. Örneğin,  albüm oluşturulurken 4 saate yakın uğraşılan kayıt denemesiyle bir türlü Ortaçgil’in içine sinmeyen Çığlık Çığlığa şarkısı bu sebeple albüme dahil olamamıştır. Albümdeki bir diğer ilginç durum  hücum kaydının da etkisiyle bazı şarkılar yanlış kaydedilmiştir. Mesela “Beyazın Şarkısı”nın ilk dizelerinde hata yapılmıştır: “Beyazlara hep gri dedik darılmasın diye siyahlar…” dizesi albümde   “siyahlara hep gri dedik darılmasın diye beyazlar…” şeklinde söylenmiştir. Bu hatalar fark edilse de değiştirilmemiştir, hatta albüm kapağında hataları bulun eğlenin açıklaması yapılmıştır.
                                           Ortaçgil'i Sever Misiniz

10 Kasım 2013 Pazar

BÜLENT ORTAÇGİL BİR GÜN KÖŞE YAZISI

Bülent Ortaçgil'in 14 nisan çarşamba günü Bir Gün gazetesinde yayınlanan köşe yazısı. Bu köşe yazısının devamı gelmemekle birlikte o ilk ve son köşe yazısı şöyle :


Bu ne cesaret derseniz

Bu bir 'ilk' yazı. Kelimenin bütün anlamıyla bir 'ilk' yazı. Bir gün'e ilk kez yazı yazıyorum. Daha doğrusu 'bir' gazeteye ilk kez yazı yazıyorum. Daha da doğrusu bu yaşamımın yayınlanan 'ilk' yazısı.  Peki, 'bu ne cesaret?' ya da 'sen kimsin hemşerim?' diye soranlara bir açıklama yapmam gerek. Evet yazmakla uğraşmadım ama onun komşusu olan 'şiir'in uzaktan akrabası bir meslekten geliyorum. Ben bir şarkı yazarıyım. 1969'dan beri önceleri hevesli, giderek amatör, sonraları profesyonel olarak bu işle uğraştım. Müziği kendim yazarım. Haydi o çok özel bir iş diyelim ama ya şarkı sözleri? tek boyutluluktan kaçınan, herkese katıldığı oranda keyif alma şansı veren, biraz soyut biraz gelenek dışı ama çok katmanlı şarkı sözlerim vardır.Şiirle aşık atabilirler mi? hayır. ama sıradan şeyler olmadıklarını da biliyorum.

Sanatçı bile sayılmayabilirim.
Bu 'ilk' yazıyı yazmamın cesareti ondandır... Tanıdığım, sanatla uğraşanların çoğu aşırı 'ben merkezci' insanlardır. Kendilerine sonsuz güvenen, en iyi ve en doğru işi kendilerinin yaptığından emin, herkesten farklı olduklarına ve bu farkı fark etmeyenlerin zaten hiçbir şeyden anlamadıklarına inanırlar. Kendi gerçeklik oyunlarında kendi başlarına devinip dururlar. Yanlarından geçenlerin arkalarından kıkırdaşdıklarını duyarsanız onlar fark etseler bile hiç ilgilenmezler bu durumla.

Ben pek öyle biri değilim.(o yüzden sanatçı bile sayılmayabilirim!) ancak o dünyanın içinde yer alıyorum. Biraz uzaktan da olsa bir sürü ayrıntı biliyorum. Hiç kimseyi çok iyi tanımam ama o dünyadan tanıdığım çok. Sizlere onlardan söz edebilirim. müzisyenleri anlatabilirim. Hiç ortaya çıkmamış yönlerini konuşuruz. O ay yayınlanmış albümleri gözden geçiririz. Ya da yeni haberleri sizlerle paylaşırız. Müzik pazarını inceleriz. Kimi zaman hiçbirini yapmayız da kendi penceremden dışarısının nasıl göründüğüne bakarız. Okuduğumuz kitaplardan, ilk izlediğimiz filmlerden, 'kahraman bakkalın süpermarketlere karşı' yitirdiği savaşlardan, boğaz vapurlarının tarifelerinin değiştiğinden de söz edersek kimse şaşırmasın!

Hala 'partisizim'
Hala 'partisiz' biriyim ben. Onun için güncel politikadan konuşmasak daha iyi olur! Elim ve yüreğim acıya acıya vermek zorunda kaldığım oyları hatırlayınca yeteri kadar sinirleniyorum zaten. (o işi erbaplarına bırakalım!)
Ağaçlarla ilişkiniz nasıldır? Ben adlarını yeni yeni öğreniyorum. Üç beş ağaçlık bir repertuarım vardı, giderek artırıyorum. Kıbrıs akasyası ile mimozanın aynı ağaç olduğunu geçenlerde öğrendim. Turnelerde otobüsle seyahat ederken 'yol kenarlarındaki ağaçların adlarını bilme' yarışması oynayabiliyorum artık. Peki hiç yakamoz gördünüz mü? Fırsat varken, hemen güney denizlerine gidip ayın olmadığı gecelerde ılık sulara kendinizi bırakıp görün. O da sokak yoğurtçuları gibi kaybolmaktadır. Ben uyarmış olayım.

Ellerim titreyerek yazdığım bu 'ilk' yazıyı bitirmek üzereyim. Sizlerle önceleri ayda bir birlikte olacağız. Kendime güvenim arttıkça belki daha sık buluşuruz.

Herkese kocaman bir 'merhaba'!

Bülent Ortaçgil, 14 Nisan Çarşamba, Bir gün

SÖZLERİ BÜLENT ORTAÇGİL'E AİT OLAN ŞARKILAR

Bülent Ortaçgil'in kendi yazıp bestelediği şarkılarının dışında, başka sanatçıların albümlerinde yer alan ve sözleri kendisine ait olan şarkıları da vardır. Bu şarkıların bir listesini hazırlamak gerekirse aşağıdaki bu liste bu konuda yardımcı olacaktır.                                              
                                                                                                                          Ortaçgil'i Sever Misiniz?

7 Kasım 2013 Perşembe

BÜLENT ORTAÇGİL VE "SEN" ALBÜMÜ

Bülent Ortaçgil 2003 yılında yaptığı “Gece Yalanları” albümünden itibaren ara verdiği yedi yıl süresince şarkılar yazdı ve “Sen” albümünü oluşturdu. Bu albümün şarkılarıyla o kadar uğraştı ki bazen bazı şarkılarını defalarca değiştirdi. Albüme 70’li yıllardan kalma bir kaydın günyüzüne çıkmasıyla albüme konulan bir Ortaçgil şarkısı da var. “Niçin” adlı şarkı bu anlamda albümün genelinden ayrılmaktadır. Genellikle konsept albümler yapan  Ortaçgil bu albümünde de “Deniz” konseptiyle karşımızda. Her ne kadar şarkılardaki “Deniz” teması ağırlıkta olsa da, 50’li yaşları geride bırakan Ortaçgil’in hayat muhasebesi yaptığı şarkılarda büyük çoğunlukta. 
Bülent Ortaçgil’in Sen albümünde hayat muhasebesi yaptığı o şarkılardan bir kaç alıntı :
“Romanlarım öyküleşir
 Hastalıklarımı dinlerim
 Gittikçe babama benzerim
 Sokaklarım karmaşıklaşır” Hiç Canım Yanmaz
“Kolunu kaptıranlara çare bulunmaz
 Yaşam bizden hızlı
Beklesen olmaz” Denize Doğru
 "İstediğini yap çok geç kalmadan
 Daha güç olmadan
İstediğini yap her şey bitmeden" İstediğini Yap
 "Yudum yudum biriktirmişiz
 Biri çarpıp dökmüşse
 Artık dolmuyorsa acıtır" Acıtır
 Ayrıntılar şarkısı ise başlı başına bu amaçla yapılmış bir şarkıdır :
 "Hep çok şey istedim
 Beğenilmedim
 Sevenler de oldu
 Bu kez ben kaçtım
 Birkaç kez âşık oldum
 Her şeyi yıkıp geçtim
 Daha çok gençtim
 Fark etmemiştim"
 ...

5 Kasım 2013 Salı

BÜLENT ORTAÇGİL ve DOSTOYEVSKİ

Bülent Ortaçgil lise yıllarında takip etmeye
 başladığı “Varoluşçuluk” akımını üniversitede
Dostoyevski okuyarak devam ettirmiştir.
Dotoyevski’nin tüm külliyatını okuyan Ortaçgil
onun edebi dilinden etkilenmiş, akıcı yazım
tekniğini ve karakterleri analiz edişini beğenmiştir.
Bir röportajında Ortaçgil “en hayranlıkla
okudugum insan şimdiye kadar Dostoyevski”
diyerek ondan ne kadar etkilendiğini göstermiştir.
Bülent Ortaçgil ve Dostoyevski’nin aynı noktalara
değinen sözlerinden bir kaç alıntı yapmak
gerekirse şöyle başlamak iyi bir adım olacaktır :
 
Dostoyevski:
“Çoğu zaman, kelimenin gerçek anlamıyla acıyla
farkına varıyorum ki, anlatmak istediğimin yirmide
birini bile anlatamadım ve hatta hiçbir şey
anlatamadım”
Bülent Ortaçgil
“Konuştum,konuştum bir baktım ki daha
başlamamıştım. Konuştum,konuştum çok
konuştum anladım ki hiçbir şey
anlatamamıştım…”
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Dostoyevski:
“Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda
kazanılan alışkanlıkların
sürdürülmesinden ibarettir.”
Bülent Ortaçgil:
“Oyuncağıyız artık alışkanlıkların”



                                        Ortaçgil'i Sever Misiniz?

4 Kasım 2013 Pazartesi

BÜLENT ORTAÇGİL "DEĞİRMENLER"


Bülent Ortaçgil çocukken Ankara’da anneannesinden bir kelime duymuştu. O kelimenin içindeki ritm ve şiirsel anlam onu o kadar  etkilemiş olsa gerek ki yıllar sonra “Değirmenler” şarkısında da bu kelimeyi kullanacaktı. “Zaman düşer ellerimden yere, oradan tahtaboşa”. Tahtaboş merdiven altı anlamına gelen yöresel bir kelime. Bazıları bu şarkıda tabutu simgelediğini düşünür; fakat Ortaçgil  “Tahtaboş” kelimesini kendi içindeki melodisi ve bilinmezliği simgelemesi sebebiyle kullanmıştı.
“Değirmenler” şarkısı bir çok Ortaçgil şarkısından farklı olarak çok kısa zaman içerisinde yazılmıştır.  1982-1983 yılları arasında Levent Kırca’nın "Hodri Meydan" sahnesinde bir çok jazz müziği sanatçısı ile birlikte Bülent Ortaçgil de sahne alacaktı. Sırasını beklerken Ortaçgil repertuar olsun diye on beş dakikalık bir süre içinde “Değirmenler“ şarkısını yazmıştı. Daha sonra bir çok müzisyen tarafından da yorumlanan şarkı Ortaçgil dinleyenler için önemli bir yer edinmiştir.

                                                                                                               Ortaçgil'i Sever Misiniz?

3 Kasım 2013 Pazar

BÜLENT ORTAÇGİL "ŞARKI YAZAMIYORUM"

Ortaçgil sık sık röportajlarında da belirttiği üzere son dönemlerde şarkı yazmakta zorlanmaktadır.  Bunun sebebini ilerleyen yaşa yoruyordu. Ortaya çıkan şarkıları kendisine beğendirmede zorlanmaya başlamıştı. O her şarkısını dünyayı değiştirme umuduyla hayata getiriyordu. Son dönemlerde şarkı yazmada zorlanmasının sebebini de bir röportajında artık dünyayı değiştirme isteğinin giderek azalmasıyla açıklıyor ve bunu da ilerleyen yaşa bağlıyordu. Ortaçgil şarkı yazamamasını şöyle yorumluyor : 
“Yaşla ilgili olabilir, dünyayı daha fazla kabullenmeye başladım, eskiden kabullenmiyordum, şimdi hiçbir şey beni şaşırtmıyor, mesela belki de ondan yazamıyorumdur şarkı”
Ayrıca Ortaçgil bu tıkanıklığı şu şekilde açıklıyor: 
 “Evet, ama yani her musluğun bir akış süresi var, su bazen bitebilir.”

Ortaçgil’in şarkı yazma konusunda girdiği bu çıkmaz biz dinleyenleri üzebilir;  fakat  biliyoruz ki “Bu su hiç durmaz”

                                                                                                   Ortaçgil'i Sever Misiniz?