27 Aralık 2013 Cuma

BÜLENT ORTAÇGİL ve ŞARKILARINDAKİ MATEMATİK

 Ortaçgil’in babasının tıp doktoru olmasından kaynaklı mıdır bilinmez ailesinde sayısal mesleklere doğru bir eğilim görülmektedir. Kendisi kimya mühendisliğinde ihtisaslaşırken kardeşi Ercüment Ortaçgil de matematik profesörlüğü yapmaktadır. Ortaçgil şarkı sözleri yazarken de bu mesleğin ona getirdiği özelliklerden faydalanmıştır. Bir röportajında bu durumu dile getiren Ortaçgil mühendisliğin matematiksel tekniği ile şarkı yazmadaki düşünüş şeklinin ortak olduğu noktaları vurgular: “Mühendisliğimin müziğin tekniğini öğrenmemde bir faydası olmamıştır da o düşünüş zincirinin şarkı sözlerini yazarken, mantıklama kurarken yararını gördüm; ama müzik kendi içinde bir konu. Yani onu özel olarak uğraşıp öğrenmemiz gerekiyor.”  Ortaçgil’e göre ise müzik tamamen farklı bir mantığa dayanmaktadır. 
  Mühendisliğin getirmiş olduğu bu mantıklama, Ortaçgil’in şarkı sözlerinin yazım tekniğinde etkili olmuştur. Bunun dışında bazı Ortaçgil şarkılarında ise matematiksel ifadelerin içerisindeki gizli şiirsel anlamları da yakalayabiliriz. Bu sözler de muhendisliğin getirdiği o matematiksel zekanın ürünü müdür bilinmez; fakat matematiksel bir ifadenin içindeki derin anlamları yakalamanın ustalığını görürüz Ortaçgil'in bu şarkılarında : 
  
“İntegralimi al abi
Limit sıfıra gider
İstediğini yap bana
Sessizlik sonsuzda nasıl olsa”  İntegral

“belki benim kağıt param,
bir şekilde, döne dolaşa
senin cebine girmiştir “     Eylül Akşamı

“Matematikleştirme beni
Çarpma, bölme
Toplama, çıkartma
Beni hesaplaştırma”        Beni Kategorize Etme





24 Aralık 2013 Salı

BÜLENT ORTAÇGİL ve ŞARKILARINDAKİ SAVAŞ TEMASI


“Savaştık Savaşa Yazdık
Yenen Ağlar Yenilen Ağlar
Bir Baktık ki Yapayalnızdık
Diyen Ağlar Demeyen Ağlar”

“Aşk Var” şarkısında da söylediği gibi savaş, savaşan tarafların her ikisinin de yenilgisiyle sonuçlanır. Bu konu çoğu şarkısında işlenmiştir. Örneğin bir diğer şarkısına bakacak olursak, “Biraz Umut” şarkısında da yine bu fikre değinmiştir:


“Savaşlar birbirine benzer

Kazanan olmaz
Kazandığını sanma
Kayıplarına bak biraz
Cebindekinin yarısını ödedin silahlara
Şimdi diyorsun ki
Yalnız barış adına !”

Oscar Wilde’ın da dediği gibi “ ateşe ateşle karşılık verenlerin elinde genellikle kalan küldür “. Savaşın getirdiği kazanç her zaman yanında en büyük yıkımı da getirmiştir, Ortaçgil de bunun farkındaydı.


Sözlerin de savaşı eleştiren bir diğer şarkısı da “Yapma Lütfen”dir.


“Sesim kısık bağırmaktan

Sağır duvarları gösterip beni susturma lütfen
Bütün savaşlar mı böyle benzer
Yalnız en güçlüler mi haklı olanlar
Bizi böyle oyalamak hiç mümkün değil”

Şarkının bu kıtasında dediği gibi güçlünün adaletsizliğinden bahseder ki bu konu başka şarkılarında da ortak fikir olmuştur, örneğin “Ayrıntılar” şarkısında olduğu gibi :


“Yıkılan duvarlar gördüm

Coğrafyanın değiştiğini
Hiç kimse değiştiremedi
Güçlünün haksızlığını”

Güçlü olmanın, gelişmişliğin yolunun savaş ve savaş ticaretinden geçtiğini anlatan bir diğer şarkısı da “Kızıma Mektup”tur :


“Diyeceğiz sana kardeşlikten barıştan…

Dakikada binler ölüyor açlıktan
Demeyeceğiz tabii: ‘En özgür, gelişmiş ülkeler en sıkı silah
tüccarları ’
Onu artık sen bulacaksın”

Görüldüğü üzere Bülent Ortaçgil’in şarkılarındaki savaş teması hep güçlü ile güçsüzün ayrımını anlatan ve savaş da kazanan tarafın olmayacağını vurgulayan bir yapıdadır.

13 Aralık 2013 Cuma

BÜLENT ORTAÇGİL VE GİTAR



Gitarın atası lavta derler.Sümerler,Mısırlılar, Babilliler,Romalılar ve Yunanlılar bu sazın ilkel şekline kendi kültürlerinde barındırmıştır. Araplar tarafından geliştirilip Endülüs Emevileri tarafından Avrupa’ya getirilen lavta daha sonra kendi tarihi adaptasyonları sonucu evrimleşmiş, değişmiş hatta bazen bazı yerlerde özünü korumuş ve günümüz gitar haline kadar ilerlemiştir. Gitarın günümüz modern hali 19.yy da Luthier Antonio Torres tarafından oluşturulmuştur. Gitarın uzun tarihini özetlemek gerekirse bu bir kaç cümle bize en azından işe nerden başlamamız gerektiğini gösterecektir. Bülent Ortaçgil’in ise gitarla buluşması ve onun müziğinin şekillenmesi bu başlangıçtan itibaren yüzyıllar alacaktır. Belli dönemlerin bazı gitar dokunuşu dolaylı ya da direk yollardan Ortaçgil’in müzik anlayışında etkili olacaktır.

 Ortaçgil, müziğe ilk adım attığı yıllarda tek gitarıyla karşımıza çıktı. Donovan’ın kendine has arpejleri, The Beatles ‘ın 50’li yıllardan kalma Beat geleneğini belli bir noktaya getirmesi, Bob Dylan’ın folklorik müzikal anlayışı ve bunun gibi bir çok sanatsal bakış, onun müziğinde önemli yerlere sahipti. Bülent Ortaçgil'in yapmış olduğu müzik özellikle gitaristler için ayrı bir yerdedir. Ortaçgil müziğini iyi bir şekilde icra etmek için iyi bir gitar tekniğine sahip olmak gerekir. Ortaçgil'in çalmış olduğu akorları kendi bulmuş olduğu düzende çalması, gitaristlerin alışık olmadığı bir akor düzenini ortaya çıkarıyor. Örneğin çaldığı akorlarda çeşitli sesleri tınlatmaması, arpej ve ritimlerde tüm sesleri kullanmaması, bazen de gitarın akord dizilimindeki değişimlerle olabildiğince boş tellerlerle müziğini oluşturması gitaristler tarafından fark edilen özelliklerdendir. Bu ve buna benzer gitar teknikleri sebebiyle, Ortaçgil'in müziğinin icrası ustalık gerektirmektedir.

 Ortaçgil’in gitarı hakkında bir diğer bilmemiz gereken husus onun hangi marka gitar kullandığıdır. Martin gitar, Ortaçgil'in genelde kullandığı gitarın markasıdır. Eric Clapton da bu gitarı tercih eder. Alım gücü yüksek olan bir kitleye hitap eder. Yapım aşamasında akustik ve ses mühendislerinin de kontrolünden geçen üst düzey akustik gitardır.  Ortaçgil konserlerinde genellikle Martin marka gitarını çalsa da standart akordla çalmadığı "Eylül Akşamı"nda Takamine marka gitarını kullanır.

 Tüm bu bilgiler ışığında Ortaçgil’i anlamanın en önemli yolu gitarı da anlamaktır. Ve gitar, kendi tarihi gelişiminde,  dünyayı değiştirmek isteyen genç Ortaçgil’in elinden de geçerek yeni şarkılarda vücut bulmuştur.



10 Aralık 2013 Salı

BÜLENT ORTAÇGİL ve JOHN LENNON : "AŞK"

Bülent Ortaçgil'in ve John Lennon'ın kendi aşk tanımlamalarını görmek için şu şarkılarından yola  çıkabiliriz : 
 "Aşk Nereye Kadar "Bülent Ortaçgil ve "Love" John Lennon

Aşk hakikattır, hakikat aşk
Aşk duygudur, duygu aşk
Aşk, aşık olunmayı istemektir
Aşk dokunuştur, dokunuş aşk
Aşk ulaşmaktır, ulaşmak aşk
Aşk, aşık olunmayı istemektir
Aşk sensin
Sen ve ben
Aşk bilmektir
Olabiliriz…

Aşk özgür olmaktır, özgür olmak aşk

Aşk yaşamaktır, yaşamak aşk
Aşk için gerekir aşık olmak
           Jonh Lennon
------------------------------------------------------------------

Aşk Başlar
Aşk Varır
Aşk Yaratır
Aşk Verir
Aşk Sorar, Sorgular
Aşk Dinler
Aşk Anlatır

Aşk Çözer, Geliştirir

Aşk Çarpar, Değiştirir
Aşk Sorari Sorgular
Aşk Üretir, Dönüştür

Kendi Kendine Bir Sor

Nereye Kadar

Bütün Değerlerin Geometrik Artar

Genelden Özele Yolculuk Bu
Bütün En Güzeller Sende Toplanır
Kapılar Kapatılır Kalıcı Mutluluk

Aşk Yıkar

Aşk Yapar
Aşk Yorar
Aşk Yeniler
Aşk Sorar, Sorgular
Aşk Yaşanır
Aşk Biter

Kendi Kendine Bir Sor

Nereye Kadar

Aşk Çözer Geliştirir

Aşk Çarpar Değiştirir
Aşk Sorar, Sorgular
Aşk Üretir, Dönüştürür
                                                                               Bülent Ortaçgil



3 Aralık 2013 Salı

Bülent Ortaçgil ve "FARK ETMEDEN ŞARKISI"

Bülent Ortaçgil’in politik şarkılarından biri olan “Fark etmeden” şarkısı  çevresine duyarsızlaşmış bireyi birinci ağızdan konuşturarak eleştirmektedir.  Ortaçgil’in şarkılarında kullandığı simgesel anlatım bu şarkıda da karşımıza çıkar. Özellikle şarkının nakarat kısmı olan “Ah bu renkler, ah bu renkler resimsiz ressam, cevabı yok ben sormasam.  Ah bu renkler, ah bu renkler verimsiz ressam, cevabı yok ben sormasam” dizeleri şarkıdaki anlam kapalılığının yoğun yaşandığı kısımdır. Şarkının bulanık kısmı diye de nitelendirilen ve şarkıya anlamsal bir gerilim katan bu dizeler müzikal açıdan da desteklenmiştir. Şarkının genelinde “fa minör” ilerleyen müzik, nakarata geldiğinde yarım ton kayarak “fa diyez major” olarak devam eder. Melodik olarak da bu anlam bulanıklığına girilmiş olur. 

Bülent Ortaçgil ve "DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK"

 Bülent Ortaçgil her şarkı yapma nedenini dünyayı değiştirme isteğiyle bağdaştırır.  Dünyayı değiştirmek Ortaçgil şarkılarında sık sık karşılaştığımız bir tema.  Örneğin Oyuna devam şarkısında geçtiği gibi :  “Rakipler kaçak güreştiler. Hepsinin yumrukları vardı. Dünyayı değiştirmek için verdiğimiz kırıntılardı”.
  Ortaçgil’in dünyayı  değiştirme arzusunu dile getirdiği bir röportajında bu durumu daha net anlayabiliriz :  “Şunu hep çok istedim: Dünyaya çarpayım ve onu değiştireyim. Her yapılan güzel şey dünyayı değiştirir ; ama benim başarılı olup olmadığım tartışılır”. Onun için her şarkı dünyayı değiştirme isteğiyle ortaya çıkarken, son zamanlarda şarkı yapmakta zorlanmasının sebebini de bu şekilde açıklıyor ve artık dünyayı kabullenmeye başladığını belirtiyor.
 Sonuç olarak şarkılarında sık sık gördüğümüz bu kavram belki de en güzel  şu şarkısında özetleniyor : 

“ Hani değiştirecektik dünyayı. Çoktular ama hiç yoktular”

22 Kasım 2013 Cuma

BÜLENT ORTAÇGİL FİKİRLERİ ÜZERİNE

Bülent Ortaçgil’in lise ve üniversite yıllarında “Varoluşçu” felsefeyi takip ettiğini ve yazdığı şarkı sözlerinde de bunun etkilerini görebildiğimizi söylesek de Ortaçgil’i belirli çizgilerle tanımlamak yanlış olur. Bir röportajında bahsedilen bu durum Ortaçgil tarafından şöyle açıklanmıştır:
 “Hiç bir akım beni ikna edememişti, hep şüphelerim vardı zaten, onun bir anlamda bulanıklığını hep yaşadım.”


BÜLENT ORTAÇGİL ve VİCTOR JARA

Gitarın modern haline kavuştuktan sonraki tarihine bakacak olursak bile, dünya tarihinin bir çok anına şahitlik ettiğini ve kimsenin görmediği ama onun hep orada olduğu gerçeğini, bize sunduğu ezgilerde duyabiliriz. Örneğin 11 eylül 1973 Şili’de gerçekleşen darbede, gitarda kendine düşen yerini almıştı. Bir çok siyasi suçlu Şili Ulusal Stadyum’una toplatıldı. Aralarında sanatçılarda vardı. Victor Jara stadyuma götürülürken en yakın yoldaşını da yanına almıştı “gitarını”. Stadyuma toplanılan kalabalık içinde bir gitar ezgisi yükseldi önce ve Venceremos(kazanacağız) şarkısının sözleri dökülüverdi naif bir sesten. Kalabalık o yöne döndüğünde Victor Jara’nın Venceremos’u haykırdığını gördü ve eşlik etmeye başladı. Onca ölüm tehdidine rağmen tüm kalabalık, Victor Jara’ya eşlik ederek çığ gibi büyüyen bir tepkiye sebep olmuştu. Bu hareketi bastırmak isteyen askerler bir subayın emriyle Victor Jara’nın ellerini kırdı. Tam her şey kontrol altına alınmışken zayıf bir ses bir ıslıkla Venceremos’u çalmaya devam etti. Tüm kalabalık artık bu hareketi şaşkın gözlerle takip ediyordu. Victor Jara kırılan ellerine aldırmadan şarkısını söylemeye devam etti. Bu, yapılan tüm işkencelere ve baskılara gösterilen büyük bir tepkiydi. Stadyumdaki herkes de bunun farkındaydı. Askerler bir dipçikle Victor Jara’nın başını parçaladılar, ıslık çalmasın diye dilini kestiler ve ellerini de kesip ibret olsun diye tribünün önüne astılar. Artık Venceremos şarkısı susmuştu. Bir sessizliğin tabutu olsa da o an yerde parçalanmış gitar, başka ağaçların gövdesinde tekrar vücut bulup Victor Jara’nın fikirlerini ve sanatını takip eden bir çok sanatçı tarafından çalınmaya devam etmişti. "Yeni şarkı" ekolünün öncüsü o gün ölmek yerine tekrar doğmuştu. Her baş kaldırışın türküsü, Victor Jara’nın elleriyle çalınmaya başlandı. Gitar, tarihe notunu o gün böyle düştü. Victor Jara’nın o en meşhur şarkısına baktığımızda, “Manifesto”nun sözleri bir çığ olarak büyümüş ve başka şarkılarda tekrar ruh bulmuştu. Tıpkı Ortaçgil & Kızılok ortak yapımı olan “Biz Şarkılarımızı” şarkısının sözlerinde olduğu gibi :

Victor Jara: 
 
Şarkım ne gelip geçici övgüler düzer
Ne de başkalarına ün katar,
Yoksul ülkemin
Kök salmıştır toprağına.
Orada, her şeyin bittiği
Ve her şeyin başladığı yerde,
Söylerim o her zaman yiğit ve derin
Sonsuza dek yeni olacak şarkıyı.

Bülent Ortaçgil & Fikret Kızılok:

biz şarkılarımızı yarıştırmayız tazı gibi
bizim şarkılarımız rüzgarlara söylenir usulca
belki bir gün bilmeden buluşuruz
denizin kıyısında, çocuğun düşlerinde
ya da sivrisinek sazında usulca
usulca, usulca
  
                                      Ortaçgil'i Sever Misiniz?

20 Kasım 2013 Çarşamba

BÜLENT ORTAÇGİL ve ERGUN PEKAKCAN

1971 yılında, Ergun Pekakcan okulda "Biz" adlı bir grup kurdu. Grubun diğer üyeleri Bülent Ortaçgil, Ercüment Ortaçgil ve Mehmet Seven’di. Grup bir albüm kaydı oluşturmadan dağıldı; fakat bu Ergun Pekakcan ile Bülent Ortaçgil’in birlikte müzik yapması için bir başlangıçtı. Bülent Ortaçgil, Ergun Pekakcan’ın evinde müzik yapmaya başladı ve “Benimle Oynar Mısın” albümü de bu döneme denk gelmektedir. Bu albümündeki tüm  piyano partisyonları da  Ergun Pekakcana aittir.  "Benimle Oynar Mısın?" "Olmalı mı, Olmamalı mı?", "Kediler", "Yağmur", "Her Şey Sevgiyle Başlar", "Şık Latife" ve "Suna Abla" şarkılarının piyano partisyonları daha sonra başka sanatçılar şeklinde yeniden yorumlansa da Ergun Pekakcan’ın bu şarkılar üzerindeki etkisi her zaman devam etmiştir.
  Benimle Oynar Mısın albümü bu şekilde oluşmaya başlarken dönemin yapımcılarından Şanar Yurdatapan şarkıları ticari bulmadı ve sözlerde değişiklikler yapmak istedi. Bu durum Ortaçgil ve Pekakcan'ı rahatsız etti. Sonunda  Ortaçgil ve Pekakcan “Benimle Oynar Mısın” albümünün yapımcılığını üstlenecek Ali Kocatepe ile çalışma kararı aldı.


 Ardında bıraktığı az, fakat önemli kayıtlarla Ergun Pekakcan 1997 yılında kansere yenik düşüp hayatını kaybetti. 
                                     Ortaçgil'i Sever Misiniz

19 Kasım 2013 Salı

BÜLENT ORTAÇGİL ve "ESKİ DEFTERLER" ALBÜMÜ

Bülent Ortaçgil genelde tek seferde canlı yapılan kayıtlarla albümlerini oluşturuyordu. Bu tür hücum kayda bir örnek de ilk albümünden itibaren geçen 25 yıllık süredeki şarkıları derleyip topladığı “ Eski Defterler “ albümüydü.  En önemli Ortaçgil şarkılarının yeni düzenlemeleriyle yerini aldığı “Eski Defterler” albümü ilginç detaylarıyla da dikkat çekmektedir. Örneğin,  albüm oluşturulurken 4 saate yakın uğraşılan kayıt denemesiyle bir türlü Ortaçgil’in içine sinmeyen Çığlık Çığlığa şarkısı bu sebeple albüme dahil olamamıştır. Albümdeki bir diğer ilginç durum  hücum kaydının da etkisiyle bazı şarkılar yanlış kaydedilmiştir. Mesela “Beyazın Şarkısı”nın ilk dizelerinde hata yapılmıştır: “Beyazlara hep gri dedik darılmasın diye siyahlar…” dizesi albümde   “siyahlara hep gri dedik darılmasın diye beyazlar…” şeklinde söylenmiştir. Bu hatalar fark edilse de değiştirilmemiştir, hatta albüm kapağında hataları bulun eğlenin açıklaması yapılmıştır.
                                           Ortaçgil'i Sever Misiniz

10 Kasım 2013 Pazar

BÜLENT ORTAÇGİL BİR GÜN KÖŞE YAZISI

Bülent Ortaçgil'in 14 nisan çarşamba günü Bir Gün gazetesinde yayınlanan köşe yazısı. Bu köşe yazısının devamı gelmemekle birlikte o ilk ve son köşe yazısı şöyle :


Bu ne cesaret derseniz

Bu bir 'ilk' yazı. Kelimenin bütün anlamıyla bir 'ilk' yazı. Bir gün'e ilk kez yazı yazıyorum. Daha doğrusu 'bir' gazeteye ilk kez yazı yazıyorum. Daha da doğrusu bu yaşamımın yayınlanan 'ilk' yazısı.  Peki, 'bu ne cesaret?' ya da 'sen kimsin hemşerim?' diye soranlara bir açıklama yapmam gerek. Evet yazmakla uğraşmadım ama onun komşusu olan 'şiir'in uzaktan akrabası bir meslekten geliyorum. Ben bir şarkı yazarıyım. 1969'dan beri önceleri hevesli, giderek amatör, sonraları profesyonel olarak bu işle uğraştım. Müziği kendim yazarım. Haydi o çok özel bir iş diyelim ama ya şarkı sözleri? tek boyutluluktan kaçınan, herkese katıldığı oranda keyif alma şansı veren, biraz soyut biraz gelenek dışı ama çok katmanlı şarkı sözlerim vardır.Şiirle aşık atabilirler mi? hayır. ama sıradan şeyler olmadıklarını da biliyorum.

Sanatçı bile sayılmayabilirim.
Bu 'ilk' yazıyı yazmamın cesareti ondandır... Tanıdığım, sanatla uğraşanların çoğu aşırı 'ben merkezci' insanlardır. Kendilerine sonsuz güvenen, en iyi ve en doğru işi kendilerinin yaptığından emin, herkesten farklı olduklarına ve bu farkı fark etmeyenlerin zaten hiçbir şeyden anlamadıklarına inanırlar. Kendi gerçeklik oyunlarında kendi başlarına devinip dururlar. Yanlarından geçenlerin arkalarından kıkırdaşdıklarını duyarsanız onlar fark etseler bile hiç ilgilenmezler bu durumla.

Ben pek öyle biri değilim.(o yüzden sanatçı bile sayılmayabilirim!) ancak o dünyanın içinde yer alıyorum. Biraz uzaktan da olsa bir sürü ayrıntı biliyorum. Hiç kimseyi çok iyi tanımam ama o dünyadan tanıdığım çok. Sizlere onlardan söz edebilirim. müzisyenleri anlatabilirim. Hiç ortaya çıkmamış yönlerini konuşuruz. O ay yayınlanmış albümleri gözden geçiririz. Ya da yeni haberleri sizlerle paylaşırız. Müzik pazarını inceleriz. Kimi zaman hiçbirini yapmayız da kendi penceremden dışarısının nasıl göründüğüne bakarız. Okuduğumuz kitaplardan, ilk izlediğimiz filmlerden, 'kahraman bakkalın süpermarketlere karşı' yitirdiği savaşlardan, boğaz vapurlarının tarifelerinin değiştiğinden de söz edersek kimse şaşırmasın!

Hala 'partisizim'
Hala 'partisiz' biriyim ben. Onun için güncel politikadan konuşmasak daha iyi olur! Elim ve yüreğim acıya acıya vermek zorunda kaldığım oyları hatırlayınca yeteri kadar sinirleniyorum zaten. (o işi erbaplarına bırakalım!)
Ağaçlarla ilişkiniz nasıldır? Ben adlarını yeni yeni öğreniyorum. Üç beş ağaçlık bir repertuarım vardı, giderek artırıyorum. Kıbrıs akasyası ile mimozanın aynı ağaç olduğunu geçenlerde öğrendim. Turnelerde otobüsle seyahat ederken 'yol kenarlarındaki ağaçların adlarını bilme' yarışması oynayabiliyorum artık. Peki hiç yakamoz gördünüz mü? Fırsat varken, hemen güney denizlerine gidip ayın olmadığı gecelerde ılık sulara kendinizi bırakıp görün. O da sokak yoğurtçuları gibi kaybolmaktadır. Ben uyarmış olayım.

Ellerim titreyerek yazdığım bu 'ilk' yazıyı bitirmek üzereyim. Sizlerle önceleri ayda bir birlikte olacağız. Kendime güvenim arttıkça belki daha sık buluşuruz.

Herkese kocaman bir 'merhaba'!

Bülent Ortaçgil, 14 Nisan Çarşamba, Bir gün

SÖZLERİ BÜLENT ORTAÇGİL'E AİT OLAN ŞARKILAR

Bülent Ortaçgil'in kendi yazıp bestelediği şarkılarının dışında, başka sanatçıların albümlerinde yer alan ve sözleri kendisine ait olan şarkıları da vardır. Bu şarkıların bir listesini hazırlamak gerekirse aşağıdaki bu liste bu konuda yardımcı olacaktır.                                              
                                                                                                                          Ortaçgil'i Sever Misiniz?

7 Kasım 2013 Perşembe

BÜLENT ORTAÇGİL VE "SEN" ALBÜMÜ

Bülent Ortaçgil 2003 yılında yaptığı “Gece Yalanları” albümünden itibaren ara verdiği yedi yıl süresince şarkılar yazdı ve “Sen” albümünü oluşturdu. Bu albümün şarkılarıyla o kadar uğraştı ki bazen bazı şarkılarını defalarca değiştirdi. Albüme 70’li yıllardan kalma bir kaydın günyüzüne çıkmasıyla albüme konulan bir Ortaçgil şarkısı da var. “Niçin” adlı şarkı bu anlamda albümün genelinden ayrılmaktadır. Genellikle konsept albümler yapan  Ortaçgil bu albümünde de “Deniz” konseptiyle karşımızda. Her ne kadar şarkılardaki “Deniz” teması ağırlıkta olsa da, 50’li yaşları geride bırakan Ortaçgil’in hayat muhasebesi yaptığı şarkılarda büyük çoğunlukta. 
Bülent Ortaçgil’in Sen albümünde hayat muhasebesi yaptığı o şarkılardan bir kaç alıntı :
“Romanlarım öyküleşir
 Hastalıklarımı dinlerim
 Gittikçe babama benzerim
 Sokaklarım karmaşıklaşır” Hiç Canım Yanmaz
“Kolunu kaptıranlara çare bulunmaz
 Yaşam bizden hızlı
Beklesen olmaz” Denize Doğru
 "İstediğini yap çok geç kalmadan
 Daha güç olmadan
İstediğini yap her şey bitmeden" İstediğini Yap
 "Yudum yudum biriktirmişiz
 Biri çarpıp dökmüşse
 Artık dolmuyorsa acıtır" Acıtır
 Ayrıntılar şarkısı ise başlı başına bu amaçla yapılmış bir şarkıdır :
 "Hep çok şey istedim
 Beğenilmedim
 Sevenler de oldu
 Bu kez ben kaçtım
 Birkaç kez âşık oldum
 Her şeyi yıkıp geçtim
 Daha çok gençtim
 Fark etmemiştim"
 ...